30 Temmuz, 2006

Bağış ve Teşekküre Dair/ Bostan'dan

Allah, geceyi dinlenmen, gündüzü çalışman için yarattı. Ay geceyi, güneş gündüzü parlatır. Güneşin ışıkları baharı bir sofra gibi açar önümüze. Rüzgar, yağmur, kar, bulut, kılıç gibi parlayan şimşek, hepsi, ektiğin tohumun yeşermesi ve nimet olarak sana ulaşması yolunda sana hizmet görüyor, Allah’ın buyruğuna uyuyor.
Bulut bir saka gibi sana su taşıyor, susuz kalırım diye kaygılanma. Gözlerini, burnunu ve dimağını keyiflendirmek için, topraktan renkler, kokular ve yiyecekler çıkarıyor Büyük Sanatkar. Zehirli bir böceğin eliyle şeker gibi lezzetli ve tatlı bir gıdayı, dalı gönderiyor sofrana. Havadan kudret helvası yaratıyor. Ağaçtan hurma, hurmadan çekirdek çıkarıyor. Güneş, ay ve ülker, kainat sarayını aydınlatıyor birer kandil olarak. Senin için dikenden gül, yağdan misk, topraktan maden, madenden altın, odun gibi kuru bir ağaçtan taze ve yemyeşil yaprak var ediyor. Göz ve kaşlarını kudret eliyle dokudu. Kendi eliyle nakşediyor onları, mahrem oldukları, mahrem olanın yabancıya bırakılmaması gerektiği için. Gücü sonsuz olan Allah, binbir çeşit nimetle, nazla besliyor varlıklarını.Tüm can ve yüreğimizle, her an her solukta O’na şükretmemiz gerekiyor.


Ey Şani Yüce Allah’ım! Yüreğime kan oturdu, gözlerim yara içinde kaldı, bize yaptığın sonsuz bağışları anlatmaya dilim elvermiyor, gücüm tükeniyor. Yerdeki yırtıcılar ve karıncalar ve denizlerdeki balıklar değil sadece, göklerdeki meleklerin tümü, sana şükür yolunda çok az kalır.

Ey Sadi! Sonu olmayan bir yola girdin, güçsüzlüğünü göster, haddini bil!

15 Temmuz, 2006

İmam-ı Rabbani Hazretleri Buyurdu ki :

Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk’a kavuşamaz. Ehlin gönlü için (ailenin gönlünü almak için) günah işle- lemek ahmaklıktır. Farzı bırakıp, nafile ibadetleri yapmak boşuna vakit geçirmektir. Gına sahiplerinin yani zenginlerin, alçak gönüllü olması güzeldir. Fakirlerin ise onurlu olması lazımdır.
İnsana lazım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra Allah-ü Teala’nın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yo-lunda ilerlemektir. Kalbin tasfiyesi(temizlenmesi); İslamiyet’e uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid’atlerden kaçmakla ve nefse tatlı ge-len şeylerden sakınmakla olur. Zikr ve rehberi, doğru yolu gösteren alimi sevmek bunu kolaylaştırır. Kalbin bir çok şeyleri sevmesinin sebebi, hep o bir şey içindir. Oda nefstir. Kafirlere kıymet vermek, Müslümanlığı aşağılamak olur. Kelime-i tevhid; putlara ibadeti bıra-kıp, Hak Teala’ya ibadet etmek demektir. Küfür, nefs-i emmarenin isteklerinden hasıl olur. Malı zarardan korumanın ilacı, zekat vermek tir. Mübahları gelişi güzel kullanan, şüpheli şeyleri yapmaya başlar. Şüphelileri yapmak da harama yol açar. Büyükleri sevmek, saadetin sermayesidir. Muhabbete müdahane, gevşeklik sığmaz. Nefs bir kötülük deposudur.( nefis kötülük deposudur, nefis kötülük deposudur) Kendini iyi sanarak Cehl-i mürekkeb olmuştur. Nefse, günahlardan kaçmak, ibadet yapmaktan daha güç gelir. Onun için günahtan kaç- mak daha sevaptır. (günahtan kaçmak daha sevaptır) Rezzak olan Allah Teala, rızıklara kefil olmuş, kullarını bu sıkıntıdan kurtarmıştır. Saadet, ömrü uzun ve ibadeti çok olanındır. Saadet-i ebediye ye kavuşmak, peygamberlere uymaya bağlıdır. Sohbeti ganimet bilmelidir. (sohbeti ganimet bil, sohbeti ganimet bil) Sohbetin üstünlüğü, bütün üstünlüklerin ve kemallerin üstüdür. Sünnet ile bid’at birbirinin zıd- dıdır. Birini yapınca öteki yok olur. Zahid, dünya’ya gönül bağlamadığı için, insanların en akıllısıdır. Zekat niyeti ile bir kuruş vermek, dağlar kadar altını sadaka olarak vermekten kat kat daha sevaptır. Salih ameller İslam’ın beş şartıdır. Salih amelleri yapmadan kalp sela- mete kavuşmaz.(Salih amel yapmadan kalp selamete kavuşmaz) Cennet ile Cehennem’den başka ebedi bir yer yoktur. Cennet’e girmek için iman ve dinin emirlerine uymak lazımdır. Dünyayı maksat edinmemeli. Dünya, nefs’in arzularına yardımcıdır. Dünya ve ahiret bir arada olmaz. Dünya’ya düşkün, olmak günahların başıdır. Dünya’ya düşkün olanlar ahirette zarar görür. Dünya’ya düşkün olmamanın ilacı, İslamiyet’e uymaktır.
Bu zamanda dünyayı terk etmek çok zordur. Dünyayı terk lazımdır. Hakikaten terk edemeyen, hükmen terk etmelidir ki; ahirette kur tulabilsin. Hükmen terk etmekte büyük nimettir. Bu’da, yemekte, içmekte, giyinmekte, meskende, dinin hududundan dışarıya taşmamak- la olur. Dünyayı terk etmek iki türlüdür; birincisi, mübahların zaruret miktarından fazlasını terktir. Bu çok iyidir. İkincisi, haramları ve şüphelileri terk edip yalnızca mübahları kullanmaktır. Bu zamanda bu da iyidir. Tesdih okumak(sübhanellah demek), tövbenin anahtarı hatta özüdür. Vakit çok kıymetlidir. Kıymetli şeyler için kullanmak lazımdır. İşlerin en kıymetlisi sahibine hizmet etmektir.( İşlerin en kıymetlisi sahibine hizmet etmektir) Yani Allah Teala’ya ibadet ve taat etmektir. Gençlik zamanında dinin emirlerine uymak, dünya ve ahiret nimetlerinin en üstünüdür. Annenin yavrusuna faydası olmadığı(annenin yavrusundan kaçacağı) kiyamet günü için, hazırlık yap-mayana yazıklar olsun! Ayeti kerimede mea-len; “Vallahu basirun= Allah onların ne yaptıklarını görmektedir” buyruldu. Allah-ü Teala her şeyi gördüğü halde,(insanlar) çirkin işleri yaparlar. Aşağı bir kimsenin bile bu işleri gördüğünü bilseler vazgeçerler, yapmazlar. Bun- lar ya Hak Teala’nın görmesine inanmıyorlar, yahut O’nun görmesine kıymet vermiyorlar. İmanı olana her ikiside yakışmaz. Velilerin hiç biri, peygamber mertebesine varamaz. Velilerin hiç biri, sahabe mertebesine çıkamaz. İhlas ile yapılan küçük bir iş, senelerce yapılan ibadetler gibi kazanç(sevap) hasıl eder. Her ibadeti seve seve yapmalı, kul hakkına dokunmamaya, hakkı olanlara hakkını ödemeğe titiz- likle çalışmalıdır. Dünyanın vefasızlıkta eşi yoktur, dünyayı isteyenler de alçaklıkta ve bahilikte(cimrilikte) meşhurdur. Aziz ömrünü, bu vefasızın ve değersizin peşinde harcayanlara yazıklar ve korkular olsun. Gençlik çağının kıymetini biliniz!(GENÇLİK ÇAĞININ KIY- METİNİ BİLİNİZ!) Bu kıymetli günlerinizde, İslamiyet bilgilerini öğreniniz ve bu bilgilere uygun yaşayınız! Kiymetli ömrünüzü fayda- sız, boş şeyler arkasında, oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olunuz.
İnsanlar riyazet(nefsin isteklerini kırma, perhiz) deyince, açlık çekmeyi ve oruç tutmayı anladılar. Halbuki, dinimizin emrettiği ka- dar yemek için dikkat etmek, binlerce sene nafile oruç tutmaktan daha faydalıdır. Bir kimsenin önüne, lezzetli tatlı yemekler konsa, işti- hası olduğu halde ve hepsini yemek istediği halde, dinimizin emrettiği kadar yiyip, fazlasını bırakması, şiddetli bir riyazettir ve diğer ri- yazetlerden çok üstündür. Bir farzı vaktinde yapmak, bin sene nafile ibadet yapmaktan çok daha faydalıdır.
Ölmek, felaket değildir. Öldükten sonra, başına gelecekleri bilmemek felakettir.(Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek FELAKETTİR! FELAKETTİR! FELAKETTİR!) Sonsuz kurtuluşa kavuşmak için, üç şey muhakkak lazımdır: İlim, amel, ihlas. Ölülere dua ve istiğfar etmekle ve onlar için sadaka vermekle, imdatlarına yetişmek lazımdır. Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insan- lara yaranmak için Allah’ü Teala’yı bırakmak ahmaklıktır. Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zan etmemeli, nefse güç ve acı gelenle- ri de şekavet(eşkıyalık) ve felaket sanmamalıdır. Birkaç günlük zamanı büyük nimet bilerek, Allah’ü Teala’nın beğendiği şeyleri yapma- ya çalışmalıdır. İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Alah’ü Teala’ya en çok yaklaştıran şey namazdır. (Allah’ü Teala’ ya en çok yaklaştıran şey NAMAZDIR! NAMAZDIR! NAMAZDIR!) Cahillerin, büyüklere dil uzatmalarına sebeb olmayınız! Her işinizin İs- lamıyet’e uygun olması için, Allah’ü Teala’ya yalvarınız. Geçici lezzetlere, çabuk biten, tükenen dünyalıklara aldanmamalıdır. İhsan sa- hibinin kapısı çalınınca açılır. Gönül dalgınlığının ilacı: gönlünü Allah’ü Teala’ya vermiş olanların sohbetidir. Dünya hayatı pek kısadır. Bunu en lüzumlu şeyde kullanmak gerekir. Bu en lüzumlu şeyde, kalbini toparlamış olanların yanında bulunmaktır. Hiçbir şey sohbet gibi faydalı olmaz.

14 Temmuz, 2006

Bitkilerle Tedavi Yöntemleri

Adaçayı
Türü: Bitki
Hastalık: Nefes darlığı
Tedavi: Adaçayı sinirli otla beraber kaynatılıp
içilmeye devam edilirse nefes darlığına faydalıdır.
Yan Tesiri: Ölçü yüksek tutulduğunda mideye za-
rar verebilir.
Papatya
Türü: Çiçek
Hastalık: Mide rahatsızlıkları
Tedavi: Ülser, Gastirit, Papatya kantaronla beraber kay-
natılıp balla tatlandırılıp içilmeye devam edilirse fayda-
lıdır.
Yan Tesiri: Uzunca bir süre kullanılırsa baş dönmesi,
sinir bozukluğuna sebep olabilir. Bir aydan fazla kulla-
nılmamalı.

Rezene
Türü: Bitki
Hastalık: Tıkanık damar açıcı
Tedavi: Rezene kaynatılıp balla tadlandırılarak içilmeye
devam edilirse,karaciğer damarlarını açar

11 Temmuz, 2006

Hz.Ali

Aşırı isteklerine köle
olan insan ömür boyu
tutsaktır.

Hz.Osman

Kalıcı olanı geçici olana
tercih ediniz. Kuşkusuz
dünya sona erecek ve
dönüş Allah'a olacaktır.

Hz. Ömer

Allah'a karşı sorumluluk
bilincinde olanları dost
edin.

Hz. Ebubekir

Yöneticin dahi olsa,
ondan hakkını almak
istediğin gibi sende
onun hakkını ver.

Hz. Muhammed as.

Kişinin lüzumsuz şeyleri terk etmesi,
müslümanlığının güzelliğindendir.

01 Temmuz, 2006

doğru söze...

Ok hedefi vurmadığında, okçu başkasını
değil kendini suçlar. Bilge kişide aynı bu
şekilde davranır.

Konfüçyüs

Siz kendinize inanın, başkalarıda
size inanacaktır.

Goethe