Editörden
Dergimizin yirmi birinci sayısını Allah’ın izniyle hazırladım. Bu sayıda Peygamberimizden (as.) sonra Hz. Ibrahim’i tanıyalım istedim. Diğer yazılarıda inşallah beğenizsiniz. Bu arada Şehvar’ın yeni hali hakkında yorumlarınızı iletirseniz sevinirim. Kapaktaki dizeler Sezai Karakoç’un Masal adlı şiirindendir.
Esselamüaleyküm Ey ibrahim. Ey Hz. Muhammed’in (as.) atası. Ey Rabbini arayıp bulan. Ey putları kıran. Ey ateşe atılırken tevekkülü dorukta olan. Ey yumuşak huylu, çok sabırlı. Seni çok seviyorum. Seni sevdiğimi söylerken hakkında ne kadar da az şey biliyor olduğumu görmem beni utandırıyor. Seni ve dava arkadaşlarını daha iyi tanımayı istiyorum, ki tanıdıkça sizleri daha çok seveyim. Sevdikçe de inancım ve yaşayışım sizlerinki gibi olsun. Allah azze ve celle bana sizleri görmeyi nasip eder inşallah.
İstiyorum ki hayatımdan, bana hiç bir faydası olmayacak kişileri çıkartıp sizlere yer açayım. Sizleri burada misafir edeyim. Belki yarın da ben size misafir olurum.
Kuranı kerimde yirmi bir sürede, elli bir ayette ve bir de süre adı olarak ismin geçerken, Allah seni bu kadar çok anarken, beni, seni anmaktan alıkoyan nedir acaba? Şimdi o mubarek satırlardan seni okuyalım ve dua edelim:
Enam Süresi:
74-VE BİR ZAMAN İbrahim babası Âzer’e [şöyle] demişti: "Sen putları ilah mı ediniyorsun? Görüyorum ki sen ve halkın açık bir sapıklık içindesiniz!"
75-Böylece Biz İbrahim’e, [Allah'ın] gökler ve yer üzerindeki güçlü hükümranlığı ile ilgili [ilk] kavrayışı kazandırdık, ki kalben mutmain olan kimselerden olsun.
76-Sonra, gecenin karanlığı bastırdığı zaman [gökte] bir yıldız gördü [ve] haykırdı: "İşte bu (mu) benim Rabbim!" Ama yıldız kaybolunca, "Ben batan şeyleri sevmem!" diye söylendi.
77-Sonra, ayın doğduğunu görünce, "Benim Rabbim bu!" dedi. Ama ay da batınca, "Gerçekten, eğer Rabbim beni doğru yola iletmezse ben kesinlikle sapıklığa düşmüş kimselerden olurum!" dedi.
78-Sonra, güneşin doğduğunu görünce, "İşte benim Rabbim bu! Bu [hepsinin] en büyüğü!" diye haykırdı. Ama o [da] kaybolunca: "Ey halkım!" diye seslendi, "Bakın, sizin yaptığınız gibi, Allah’tan başkasına ilahlık yakıştırmak benden uzak olsun!
79-Bakın, ben bâtıl olan her şeyden uzak durarak yüzümü gökleri ve yeri var eden Allah'a çevirmekteyim; ve ben O’ndan başkasına ilahlık yakıştıranlardan değilim!"
Ali İmran Süresi:
67-İbrahim, ne bir "Yahudi", ne de "Hristiyan" idi, ama kendini Allah’a teslim ederek her türlü bâtıldan yüz çevirmiş biriydi; ve O’ndan başka bir şeye ilahlık yakıştıranlardan değildi.
Tevbe Süresi:
114-…Zaten İbrahim çok ince ruhlu, yumuşak huylu biriydi.
Saffat Süresi:
108-böylece o’nun sonraki kuşaklar tarafından şöyle hatırlanmasını sağladık:
109-"İbrahim'e selâm olsun!"
110-Biz iyileri böyle ödüllendiririz.
Enbiya:
52-babasına ve halkına [şöyle]: "Kendinizi bu kadar yürekten adadığınız bu biçimsel nesneler nedir?" dediği zaman,
53-"Biz atalarımızı bunlara tapar bulduk" diye cevap verdiler.
54-[İbrahim:] "Doğrusu, siz de atalarınız da apaçık bir sapıklık içindeymişsiniz!" dedi.
55-"Sen [bu sözle] karşımıza çıkarken tamamen ciddi misin -yoksa o şakacı insanlardan biri misin?" diye sordular.
56-[İbrahim:] "Yoo!" dedi, "Ama sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir; yani, onları O yoktan var edip düzene sokmuştur: ve ben de bu gerçeğe tanıklık edenlerden biriyim!"
57-Ve [içinden:] "Allah'a yemin olsun, siz arkanızı dönüp uzaklaşır uzaklaşmaz putlarınızı yere sereceğim!" diye ekledi.
58-Ve en büyükleri dışında [putların] hepsini paramparça etti; belki dönüp (bu olup biten için) ona başvururlar diye.
59-[Dönüp de olanları görünce:] "Kim yaptı bunu tanrılarımıza?" diye sordular, "Her kimse, o'nun çok zalim biri olduğundan kuşku yok!"
60-İçlerinden bazıları: "İbrahim denen bir gencin o [tanrı]ları diline doladığını işitmiştik" dediler. 61-[Berikiler:] "Onu insanların karşısına çıkarın, [aleyhine]
tanıklık etsinler!" dediler.
62-[İbrahim onların yanına getirilince, o'na] "Bunu tanrılarımıza sen mi yaptın, ey İbrahim?" diye sordular.
63-[İbrahim:] "Bu işi, belli ki, şu yapmıştır, putların en irisi yani: ama en iyisi, siz kendiniz onlara sorun; tabii, eğer konuşmasını biliyorlarsa!"
64-Bunun üzerine birbirlerine dönüp: "Doğrusu, asıl zalim olan sizlermişsiniz!" dediler.
65-Ama çok geçmeden yine eski düşünce tarzlarına döndüler ve [İbrahim'e:] "Bu [put]ların konuşamadıklarını kendin de pekala biliyorsun!" dediler.
66-[İbrahim:] "O halde" dedi, "Allah'ı bırakıp da, size hiçbir şekilde ne yararı ne de zararı dokunmayan şeylere mi tapınıyorsunuz?
67-Yazıklar olsun size de, Allah yerine tapınıp durduğunuz bütün bu nesnelere de! Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?"
68-"Eğer (bir şey) yapacaksanız" dediler, "bari o'nu yakın da, böylece tanrılarınıza arka çıkmış olun!"
69-[Ne var ki] Biz "Ey ateş, serin ol, İbrahim'e dokunma!" dedik.
70-Bu arada onlar İbrahim'e tuzak kurmaya çalıştılar; ama Biz onların bütün yapıp-ettiklerini boşa çıkardık.
Bakara Süresi:
258- SIRF Allah kendisine hükümdarlık bağışladığı için İbrahim ile Rabbi hakkında münakaşa eden o [hükümdar]dan haberin yok mu? Hani İbrahim: "Rabbim hayat veren ve ölüm dağıtandır!" demişti. Hükümdar cevap vermişti: "Ben [de] hayat verir ve ölüm dağıtırım!" İbrahim: "Allah güneşi doğudan doğdurur; öyleyse sen de batıdan doğdur!" demişti. Bunun üzerine, hakikati inkara şartlanmış olan o kişi hayretler içinde kaldı: Allah [bile bile] zulüm işleyen toplumu hidayete erdirmez.
3 yorum:
Hz.İbrahim(as.)o güzel, yumuşak huylu Peygamber, Fahri Kainat Efendimizin atası onun adını duyunca kalbim huzur buluyor mutlu oluyor ama bir gerçek var ki onu tanımaya ve anlamaya yeterince zaman ayırmıyorum, zararın neresinden dönülse kardır deyip telafi yoluna gitmeliyim. Hatırlattığın için teşekkür ederim.
Ablacım, asıl sen onu hatırlamak istedin, hayatında ona yer açmaya niyetlendin. Ben sadece bunu sana anımsattım.
EURO 2008
CONGRATULATIONS TURQUYA!!!!!!!!!!!
Yorum Gönder