22 Eylül, 2008

Eylül Akşamı




Hiçbir neden yokken, ya da biz

bilmezken

Tepemiz atmış ve konuşmuşuzdur.

Onca neden varken ve tam sırası

gelmişken

Hiçbirşey yapmamış ve susmuşuzdur.


Aynı anda aynı sessiz geceye doğru

İçim sıkılıyor demişizdir.

Aynı sabaha uyanırken kimbilir,

Aynı düşü görmüşüzdür.
Olamaz mı? Olabilir.

Onca yıl, sen burada

Onca yıl, ben burada

Yollarımız hiç kesişmemiş

Şu eylül akşamı dışında.


Belki benim kağıt param,

Bir şekilde, döne dolaşa

Senin cebine girmiştir.

Belki aynı posta kutusuna,

Değişik zamanlarda da olsa

Birkaç mektup atmışızdır.


Ayın karpuz dilimi gibi batışını

İzlemişizdir deniz kıyısında.

Aynı köşeye oturmuşuzdur Köhne'de,

Belki de birkaç gün arayla.

Olamaz mı? Olabilir.


Onca yıl, sen burada

Onca yıl, ben burada

Yollarımız hiç kesişmemiş

Şu eylül akşamı dışında.


Bostancı dolmuş kuyruğunda,

En başta ben en sonda

Öylece beklemişizdir.

Sabah 7:30 vapuruna

Sen koşa koşa yetişirken,

Ben yürüdüğümden kaçırmışımdır.


Aynı anda başka insanlara

Seni seviyorum demişizdir.

Mutlak güven duygusuyla başımızı

Başka omuzlara dayamışızdır.

Olamaz mı? Olabilir.


Onca yıl, sen burada

Onca yıl, ben burada

Yollarımız hiç kesişmemiş

Şu eylül akşamı dışında.

Bülent Ortaçgil


1 yorum:

Adsız dedi ki...

"Yavaş yürüdüğü için mi kaçırmıştı vapuru, koştuklarından mı 7.15 vapuruna yetişmişti diğerleri."

Hikayemle ne de uyum içinde bu şarkı.