14 Ekim, 2010

Müslümaların Dikkatine - 2 / Mehmet Şevket Eygi

(19) Hizip, fırka, meşrep, tarîk asabiyeti çok kötü bir şeydir. Kur’ân’a göre üstünlük takva iledir. Biz ümmet şuurunu yitirmiş, fırka asabiyeti çukuruna düşmüşüz. Nice Müslüman “O Müslüman bizdendir, şu Müslüman bizden değildir” gibi lâflar ediyor. Böyle lâflar dine uygun mudur? Bütün Müslümanlar bizdendir. Öyleleri var ki, kendi tarikatından olmayan salih bir Müslümanı dışlıyor. Bu kafayı bırakmadıkça selâmet sahiline çıkamayız.


(20) Kur’an-ı Kerîm elbette dinimizin ana kaynağıdır. Peygamberimizin sünneti elbette ikinci ana kaynaktır. Lakin yeterli ilme, ihtisasa, ehliyete, liyakate, kültüre sahip olmayan Müslümanların kendi kafalarıyla Kur’ân’dan veya tercümelerinden, sünnetten, hadislerden dinî hüküm çıkarmaları, indî yorumlar yapmaları son derece zararlıdır. “Men fessere’l-Kur’âne bire’yihi fekad kefer” buyurulmuştur. İlmi, ehliyeti ve icazeti olmayanların din konusunda kendi kısa re’yleriyle, görüşleriyle konuşup hüküm vermeleri çok büyük bir felâkettir. Zaten son 70-80 seneden beri kefere-i fecere “Hocalar aradan çıksın, herkes dinini doğrudan doğruya Kur’ân’dan kendisi öğrensin” demiyorlar mı? Bugün esnaf, doktor, mühendis, okumuş okumamış, bilen bilmeyen herkes dinî konuları mıncıklıyor, hatta fıkhı inkâr eden bir mezhepsizler fırkası bile türedi. Bu disiplinsizlik giderilmedikçe kurtuluşumuz çok zordur.

(21) Bir İslâm toplumu için büyük felâket ve afetlerden biri de din sömürücülüğüdür. Dinin ticaret konusu olduğu, mukaddesat bezirgânlığı yapıldığı, birtakım rezillerin din yoluyla büyük zengin olduğu, dinin pazara düştüğü bir toplum elbette iflâh olmaz. Ülkemizde din, “Büyük bir sektör” olmuştur. Muazzam miktarda din rantı yenmektedir. Biz bu satırlarla elbette ki, dini hizmetler için toplanan ve yerli yerinde harcanan paraları kastetmiyoruz. Bir kısım haşaratın dini âlet ve vasıta ederek para kazanmalarını kastediyoruz.

İslâm’ı hakkıyla yaşamazsak kurtulamayız... İslâm’ı kendimize değil, kendimizi İslâm’a uydurmalıyız... Yaygın ve genel günahlarla, isyanlarla, fısk ve fücurlarla, tuğyanlarla, bid’atlerle selamet olmaz... Kuru Müslümanlıkla iş bitmez... Dinin hükümlerine uymak gerekir. Kur’ân’a, Sünnete, fıkha, Şeriata, İslâm ahlâkına itaat etmeliyiz. Açıkça günah işleyen bir İslâm toplumunun geleceği aydınlık değildir. Bir yol ayrımındayız, bir tarafta “Mevlâ’ya gider”, öbür taraf da “Belâya gider” yazılı…



Milli Gazete

Hiç yorum yok: